https://muratuysalyazilar.blogspot.com/sitemap.xml Murat Uysal : Öğrenme Psikolojileri ve Modelleri Tartışması

13 Haziran 2020 Cumartesi

Öğrenme Psikolojileri ve Modelleri Tartışması

Öğrenme Psikolojileri ve Modelleri Yorumu
Davranışcı bir öğretmen Bloom’un Tam Öğrenme Modeli’ni seçmelidir. Bu modelde bütün öğrencilerin öğrenebileceği savunulmaktadır. Öğrenmede güçlük çekenlere yerinde ve uygun şekilde yardım edilir. Öğrenmede güçlük çeken öğrencilere yeterli zaman ve fırsat eşitliği sağlanması bu modelin seçilmesindeki en önemli maddelerden birsidir. Öğrencinin kendisini ispatlaması için gereken süreyi ve fırsatı öğrenciye veremezsek öğrenci tekrar aynı sıkıntıları çekmesi daha yüksektir. Ama bu süreyi ve fırsatı verirsek öğrenci kendisini kanıtlamış ve derse olan ilgisini arttırmış olacaktır.

 Bloom “Öğrenemeyen öğrenci yoktur, öğretemeyen öğretmen vardır” demiştir. Bu yargının kabul edilebilir olmasını sağlayan etken ise öğrencilerin sevdikleri öğretmenlerin derslerinde daha çok derse katılım yapmaları ve sınavlarından daha yüksek puan almalarıdır. Öğrencinin öğrenmesinde çevre faktörleri oldukça etkilidir. Bunlardan en önemlileri öğrencinin hazır bulunuşluk durumu, genel yeteneği, öğretmenin kişilik özellikleri, ailenin sosyo-ekonomik durumu gibi etkenler öğrenciyi çok etkilemektedir. Bunların değiştirilmesi pek mümkün olmasada, öğrencinin derse olan ilgisi ve tutumu, inancı ve öğretimin niteliği öğretmenin elindedir. Böylece öğrenme süreci olumlu hale gelmiş ve öğrencilerin öğrenme düzeyi yükselecektir. Tam öğrenme modelinde öğretimi etkilen 3 unsur vardır. bunlar; Öğrenci nitelikleri, Öğretim hizmetinin niteliği ve Öğrenme ürünleridir. Öğrenci nitelikleri, genel olarak öğrencinin temel duyuşsal becerileridir. Okuduğunu anlama, dinleme ve konuşma gibi becerileri gelişmiş öğrenci sonraki öğrenme ünitelerinde daha başarılı olacaktır. Bir diğer öğrenci kaynaklı etken ise öğrencinin derse olan bakışıdır. Öğrenci derste başarılı olacağına olan inancı başarılı olmasıyla bağlantılıdır. 

Bir başka etken öğrencilerin okula olan duygularıdır. Tüm ilişkilerde olduğu gibi okula özel bir ilgisi yok ise verimlilik düşük olmaktadır. Tam öğrenmede İlgi,tutum ve Akademik benlik duyuşsal giriş davranışlarında çok önemlidir. Bloom öğretim hizmetinin niteliğini kontrol edilebilir bir değişken olarak açıklar. Öğrenciye sunulan ipuçları,öğrenicinin öğrenme sürecine katılımı, pekiştirme ve dönütler ile niteliği arttırabilineceğini söyler. Son olarak Öğrenci nitelikler ve öğretim hizmetinin niteliği sonucunda öğrenme ürününün oluştuğunu söyler. Bu teknikler ile bireysel farklılıklar azalır ve öğrencilerin başarı düzeyleri birbirini yakalar. Tam öğrenme modelini uygulayan öğretmen, her öğrencinin kendi hızında ilerlemesine imkan tanır, öğrenciler arasında eşitliği sağlar, öğrenme ürünlerini sürekli değerlendirir, öğrencinin başarı düzeylerini arttırıcı etkinlikler yapar ve öğretimi kontrollü ve planlı şekilde tamamlar. Tam Öğrenme Modeli’ni benimseyen bir öğretmen Workshop tekniğini kesinlikle kullanmalıdır. Çünkü bu teknik ile öğrencilerin takım çalışması ile işbirliğine yatkın olmaları sağlanır. Çözüm yolalrını birlikte bularak farklılıkları avantaj olarak kullanılır.

Bilişselci bir öğretmen Buluş Yoluyla Öğretim Stratejisi’ni benimser: Buluş yoluyla öğretim stratejisi öğrencinin öğreneceği konunun yapısını kendi zihninde kurabilmesi, onda bir çağrışım oluşturabilmesidir. Bu rolden de anlaşılacağı üzere öğrenci merkezli bir yaklaşımdır. Öğrencinin kendi keşfetmesi istenir. Ders tümevarım yöntemiyle tek bir üründen yola çıkarak işlenir. Öğrenci problem ile karşıkarşıy gelir ve problemi çözerek geleceğe yönelik tahmin yaparak buluş yapması istenir. Konunun kavramlarını sınıflaması ve aşamalı şekilde sıralaması gerekmekte yani zihini çok etkin şekilde kullanmaldır.Öğretmen öğreniciyi düzenleme ve yönlendirmeler ile problemi çözmesini sağlar. Bu yaklaşıma göre öğrenciyi güdüleyen 3 şey vardır; Merak,Birlikte çalışma güdüsü ve Başarılı olma güdüsüdür. 

Bu yaklşımda öğretmenin rolü ise öğrencilerin kendi deneyimleri ile öğrenebilecekleri ortamları oluşturmaktır. Öğrenciye rehberlik etmeli, güdülendirmeli ve sürekli süreci değerlendirmelidir. Öğrencilere kazanımları oluşturacak açık uçlu soruları sormalı ve öğrencilerin düşünmesi için süre verilmesi gerekir. Öğretmen anlatımda ve açıklamada bulunmaz, bir yol gösterici olur. Bu sayede öğrenci aktif bir rol alır ve örnekler ve etkinlikler anahtar ve kavram düşünceler etrafında yoğunlaşır. Aktif katılım sağlanır ve bilgi işlem derinlemesine çalışır. Öğrenciler problem çözdükçe haz alacak ve öğretim kaliteli olacaktır. Ayrıca öğrenci hayatı boyunca bu yeteneklerini kullanarak etkili bir vatandaş olacaktır. bu yaklaşıma uygun olarak Sokrat Semineri tekniği aynen kullanılmalıdır. Tekniğin uygulanması ile öğretim modeli birebir aynıdır. Öğretmen yol göstericidir. Öğrenci düşünerek problemi çözmektedir. Ayrıca beyin fırtınası tekniği ve buna benzer problem çözme ve geliştirme tekniklerinin tümü uygulanabilir.



Yapılandırmacı bir öğretmen Probleme Dayalı Öğrenme modelini uygular. Problem bireyin karşılaştığı güçlüktür. John Dewey ise problemi “İnsan zihnini karıştıran, ona meydan okuyan ve inancı belirsizleştiren her şey” olarak tanımlar. Dewey tarafından temellendirilen karmaşık ve gerçek yaşam problemlerinin çözülmesi ve araştırılması etrafında organize edilmiş problem çözme senaryolarıyla gerçekleştirilen öğrenme yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda gerçek durumlardan problemlerin durumları ve senaryolarla öğretmenin rehberliği ve yönetiniyle öğrencilerin problemi keşfedip analiz ederek çözdükleri bireysel ve grup odaklı yaklaşımdır. Öğrencinin tartışabilmesi ve işbirliğine açık olması, sorumluluğu üstlenmesi, iletişimde başarılı olmayı, pratiğe hazır olmayı ve yeni bilgilere açık olması istenir. Bu becerileri gerçekleştirdiği zaman hayatında da başarılı bir birey olacaktır. 

Öğrenme problemlerin gerçek hayattaki kadar karmaşık olmasıyl başlar. Öğretmen yol göstericidir. Öğrenciler sorunların ne olduğunu, nasıl olduğunu ve nasıl çözüleceğini bulmaya çalışır. Öğrenciler bireysel veya grup şeklinde çalışırlar. Konuları öğrenciye aktarmak yerine problemi çözerken onu kazanması beklenir. Gerçek hayatta karşılaşacağı problemler ile karşılaştırılır. Öğrenci üst düzey düşünme becerilerini kullanmalıdır. Ekip bilinci oluşturulur. Süreç ve ürün birlikte önemlidir. Öğrencilerin ulaşmaları beklenen kazanımlar ve kavramlara ne kadar sürede ulaşacağı belirlenir

Küçük çalışma grupları oluşturularak bu kazanımların daha çok pekişmesi sağlanır. Problem çözerken kullanabilecekleri kaynaklar öğrencilere sunulur. Öğrenciler problemlere ilişkin çözüm yolları ve alternatifler çıkarırlar. Süreç boyunca elde edilen veriler grup içinde değerlendirilir ve çözüme karar verilir. Bu yaklaşım ile eğitim temel amacına ulaşmış olacaktır. öğretmen öğrenciyi hayata hazırlamıştır. Yine bu yaklaşımda da grup-takım çalışması teknikleri kullanılabilir. Uygulamaya çok açık olan teknikler bu anlayışa uyarlanarak kullanılabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Murat Uysal ━ Sosyal Bilgiler Eğitimi