OKULDA İLETİŞİM
Resmi iletişimde kendi içinde dikey, yatay, çapraz ve çok yönlü
olmak üzere dört şekilde gerçekleşir.
Okullar hiyerarşik yapılar olduğu için ast-üst ilişkileri söz konusudur. Eğitim örgütü olarak
okullarda genellikle, müdür-öğretmen arasında dikey, öğretmenler arasında ise yatay
iletişim görülmektedir
Örgütsel iletişimin amaçları temel olarak şu şekilde sıralanabilir:
1- Örgütün çeşitli bölümleri ve yöneticileri, örgütsel yayın organları aracılığı ile
tanıtılarak, örgüt üyelerinin örgütsel bilgilerini artırmak
2- Örgütün faaliyet alanına ilişkin her türlü mevzuatı örgüt üyelerine duyurarak olası
hataları önlemek.
3- Örgütsel bilgi düzeyi yüksek çalışanlar yoluyla, örgütün dış çevresinde tanıtılmasını
sağlamak,
4-Örgütsel tutumların yönlendirilmesinde ve iş görenlerin örgütsel amaçlar
doğrultusunda güdülenmelerinde örgütsel iletişim en önemli amaçtır.
Okullar, eğitim için örgütlenmiş yapılar olduğu için, örgütsel iletişim için geçerli olan
herşey okulda iletişim içinde geçerlidir. Diğer örgütlerle kıyasladığımızda, okulların hem
girdisi hem de çıktısı insan olduğu için okul örgütlerinde iletişim önemli bir rol
oynamaktadır. Çünkü eğitim iletişim yolu ile gerçekleşmektedir. Bu nedenle yönetici,
öğretmen, öğrenci,veli vs. arasındaki sözlü veya sözsüz tüm eylemler okulda iletişimin
kapsamı içine girmektedir
Okulda iletişim denilince akla ilk gelen öğretmen-müdür ve öğretmen-öğretmen iletişimi
olmaktadır. Okulda öğretmenler arasındaki iletişimi etkileyen üç önemli faktör; okul iklimi,
okul kültürü ve okul yapısıdır
Okullar, eğitim için örgütlenmiş yapılar olduğu için, örgütsel iletişim için geçerli olan
herşey okulda iletişim içinde geçerlidir. Diğer örgütlerle kıyasladığımızda, okulların hem
girdisi hem de çıktısı insan olduğu için okul örgütlerinde iletişim önemli bir rol
oynamaktadır. Çünkü eğitim iletişim yolu ile gerçekleşmektedir. Bu nedenle yönetici,
öğretmen, öğrenci,veli vs. arasındaki sözlü veya sözsüz tüm eylemler okulda iletişimin
kapsamı içine girmektedir
Okullarda gerçekleştirilen eğitim-öğretim faaliyetlerinin temelinde iletişim bulunmaktadır.
En basit haliyle bir dersin işlenebilmesi için öğretmen ile öğrenci arasında iletişim
kurulması gerekir. Okulda gerçekleştirilecek bir etkinlik için öğretmen-öğretmen ya da
yönetici-öğretmen iletişiminin kuvvetli olması gerekir. Veli toplatısı yapıldığında
öğretmenveli ve yönetici-veli etkileşimi gerçekleşir. Okulların herhangi bir ihtiyacını
karşılamak için okul-çevre iletişimi kurulması gerekir. Bu nedenle okulda iletişim
önemlidir ve iletişimin olmadığı bir okul örgütü düşünülemez
Okul içi iletişim
Öğretmen-öğretmen etkileşimi ile ilgili ilk boyut meslektaşlığa dayalı öğretmen
davranışıdır. Öğretmenler arasında açık ve profesyonel etkileşimleri destekler.
Öğretmenler hırslı, kabul edici ve meslektaşlarının profesyonel yeterliliğine saygılıdır.
İkincisi, samimi öğretmen davranışıdır. Okul içerisinde güçlü, yakın sosyal destek ağını
yansıtır. Öğretmenler birbirlerini çok iyi tanır, yakın arkadaştırlar ve sık sık bir araya
gelirler. Sonuncusu ise, ilgisiz öğretmen davranışıdır.
Anlama ve profesyonel etkinliklere
odaklanma eksikliğini yansıtır. Öğretmenler sadece zamanı doldurur. Davranışları
olumsuzdur ve meslektaşlarını eleştirirler
Öğretmen davranışları açısından ilişkileri incelersek; okul ortamında da eğitim-öğretimin
başarılı olabilmesi için öncelikle tüm okul personelinin takım ruhu içerisinde uyumlu çalışması
gerekir. Başarıyı sadece yöneticiye veya öğretmene yüklemek yanlıştır. Dolayısıyla
öğretmenlerin meslektaşlığa dayalı öğretmen davranışı göstermeleri, birbirilerini kabul
etmelerini sağlayarak hem kendileri hem de eğitim-öğretim için gelişimsel bir sürecin
başlamasına zemin hazırlar. Çünkü bir öğrencinin başarısı, bir öğretmene değil, birçok
öğretmene bağlıdır.
Öğrencileri tanıma, yönlendirme, ilgi duyduğu ve duymadığı dersleri belirleme gibi konular
başta üzere tüm öğretmenler iş birliği içerisinde olmalıdır. Böylece bir öğretmenin fark etmediği
bir durum başka bir öğretmen tarafından tespit edilebilir
Müdürlerin davranış boyutları açısından yönetici öğretmen ilişkilerine
bakarsak; otoriter müdür davranışları ile öğretmenlerin müdüre
bağlılıkları arasında ters orantı vardır. Dolayısıyla resmi yaptırımlarla
desteklenen ve kurallara bağlanan formal iletişimin kapsam açısından
bazı sınırlılıkları vardır.
Yöneticiler ve öğretmenlerde dahil olmak
üzere astların emirleri sorgusuz kabul ettiği tarafsız bölge belli
ölçütlere göre tatmin edici olsa da, çalışanların çaba göstermesini,
sorumluluk üstlenmesini ve girişim başlatmasını teşvik etmekte
yararsız kalır
Bu nedenle okul yöneticilerinin kendi okul çalışanları üzerinde formal
iletişimin dar kalıplarının ötesine geçerek etkisini genişletebileceği
yöntemler geliştirmeli ve bütün personeli harekete geçirecek roller
üstlenmelidir
Okulda iletişim kurarken okul yöneticilerinin amacı karşısındaki bireyi veya grubu
etkilemektir. İnformal iletişim sürecinde okul yöneticilerinin sahip olması gereken iletişim
rollerinden en önemlisi bilgi liderliğidir. Bilgi liderliği, grup üyelerinin düşünce ve
davranışlarına informal etkide bulunan, yeni bilgileri yorumlayıp, durumları tanımlayarak
diğer bireyleri yönlendiren ve davranışlarını etkileyen kişidir
Okul müdürleri, öğretmenlerle iletişimlerinde liderlik güçleri yanında kişiler arası güç
türlerini de kullanmalıdır. Bunlardan ilki ödül gücüdür. Ödül gücü , okul yöneticisinin
istenen davranışı sağlayabilmek için ödül ile öğretmenlerin davranılarını etkilemesidir.
Örneğin, öğretmenleri yapmayı sevmedikleri evrak işlerinden kurtaran okul müdürü,
okulda öğretmenlere karşı ödül gücünü kullanmaktadır. Öğretmenler de, ödül beklentisi
ile müdürün isteklerini yerine getirmektedir. Müdürler, izin vererek, en iyi sınıfı ayırarak
ve destekleyerek öğretmenler için cazip olacak kaynakları kontrol etmekte ve ödül
amaçlı kullanabilmektedirler.
Okul müdürlerinin kullandığı kişisel güçlerden ikincisi zorlayıcı güçtür. Zorlayıcı güç, okul
müdürünün istenmeyen davranıştan dolayı ceza ile astlarını etkilemesidir. Ceza, kınama,
ek görevler vb. çeşitli şekillerde ceza verilebilir. Fakat cezanın olumsuz sonuçlar
doğurması kaçınılmazdır. Öğretmende, görevine ve öğrencilerine karşı kayıtsızlık
görülmesi cezanın olası bir sonucudur. Bir diğer güç, yasal güçtür. Yasal güç okul
müdürünün makamını kullanarak öğretmenleri etkilemesidir. Her eğitim-öğretim dönemi
sonunda öğretmenlerin notlarını eksiksiz ve zamanında teslim etmelerini vurgulayan bir
okul müdürü öğretmenler üzerinde yasal gücünü kullandığını göstermektedir
Yöneticiler:
1-Beklentilerini öğretmene net bir şekilde aktarılmalıdır.
2-Okul politikası ve yönetim anlayışı konusunda öğretmene bilgi verilmelidir.
3-Okulda üstleneceği sorumluluklar ve konular konusunda öğretmen aydınlatılmalıdır.
4-Yönetici, öğretmene kendisi ve diğer yöneticilerin kişilik özelliklerini açıklamalıdır.
5-Okulda yapılacak değişimler konusunda öğretmenleri ve tüm okul personelini
aydınlatmalı ve teşvik etmelidir
Okul müdürüleri, öğretmenler birlikte çalışabilir, düşünüp, üretebilir, uygulama
sonuçlarını değerlendirir görüşünü benimserse takım halinde çalışma anlayışı ortaya
çıkar.
Öğretmen-Öğrenci İletişim
Sınıf içinde en yoğun iletişim öğretmen ve öğrenci arasında gerçekleşir. Öğretim
sürecinin en önemli iki öğesi. Bu ilişkide öğretmen belirleyicidir.
Öğretmenlerin tutum ve davranışları, öğrenciye değer veren, dürüst davranan ve onlarla
empati kurabilen özellikler taşıması çok önemlidir.
Öğretmen-Öğrenci Etkili iletişimi için
Öğretmen
1. Empati
2. Saydamlık
3. Eşitlik
4. Etkililik
5. Yeterlilik
özellikleri olmalıdır
Öğretmenin kendini üstün görmesi, otoriter davranması, öğrencilerini önemsememesi,
işbirliğine ve yardıma açık olmaması, kişilik çatışmaları, farklılıkları farklı yorumlaması
gibi diğer değişkenlerde öğrencilerle olan iletişimsizliğin sebepleri arasındadır.
Okulun varlık nedeni ve amaçlarını gerçekleştirmek için öğrencilerle iletişim hayati önem
taşır. Her bir öğrencinin kedisini tanıma, ifade etme sürecine katkı sağlayan okul, temel
olarak her bir öğrencinin potansiyelini keşfetmesi sürecine de, iletişim aracılığı ile katkı
sağlamaktadır.
Öğretmenin öğrencilere karşı tutumu iletişim sürecinde belirleyici olmaktadır. Bir başka
ifade ile öğretmen öğrencilerle iletişimde; görünümüne, duruşuna, tutum ve tavırlarına
dikkat etmesi gerekiyor. Birçok öğrenci öğretmenin hal ve tavrından etkilenmekte ve söz
konusu bu hal ve tavırlar öğrencilerle ile iletişimin başlaması ve sürdürülmesinde
belirleyici olmaktadır. Öğretmenin öğrencilerle iletişimde göz teması, yüz ifadesi, öğrenci
mesafesi ve ses tonu önemli değişkenlerdendir.
Karşılıklı dostluk, güven, saygı ne nezaketin olduğu iletişim ortamlarında anlamın ortak
hale getirilmesi daha kolay olmaktadır. O bakımdan öğrenciler üzerinde kontrol kurma
onları hizaya sokma ve haddini bildirme yerine onları cesaretlendirme, yüreklendirme ve
yönlendirme daha etkili olmaktadır. Öğrenciler, nasihat alma yerine cesaretlendirme ve
destek olmaya ihtiyaç duyarlar ve yetişkinlerden bu beklenti içine girerler. Bu insani
niteliğe sahip öğretmen ve yöneticilerin hatta anne babaların çocuklarla daha rahat
iletişim kurdukları bir gerçektir. Karşılıklı dostluk, güven, saygı ne nezaketin olduğu
iletişim ortamlarında anlamın ortak hale getirilmesi daha kolay olmaktadır.
Öğrencilerle konuşurken ses tonumuza dikkat etmek, konuşurken sakin olmak her türlü
sorunun çözüleceğine dair inancımızı onlara hissettirmek gerekiyor. İletişimin geçtiği
ortam, konunun önemi ve hassasiyeti, konuşmanın öğrenci yaşantı ve deneyimlerle
ilişkilendirilmesi, söz konusu diyalog veya iletişimin öğrenciye getireceği yararın
paylaşılması diğer dikkat edilmesi gereken noktalardır.
Sınıf yönetimi
Sınıfın yönetilmesi ve ortamın oluşturulması konusunda öğretmen sınıfta nasıl
davranılacağını göstermeli, farkındalığı sağlamalıdır. Sınıf ortamında; özendirici ortam,
düşünmeyi sağlayıcı geniş açık sorular sorma’, cevapları sabırla bekleyip kesmemeli,
tarafsız olmalı, öğrenci fikir ve düşüncelerini önemsemeli, acele etmeden planlı hareket
etmelidir. Öğretmen işlediği konuyu sürekli sorularla desteklemeli, dersleri soru cevaplı,
öğrencilere sık cevap hakkı vererek işlemelidir. Öğrencilerdeki potansiyelin öğretmence
keşfi, onlarla arkadaşça ilişki kurmasının bir sonucudur.
Yapılan araştırmalarda, öğrencilerle ilgilenen iyi diyalog kuran, problemlerine ortak olan,
dostça davranan öğretmenler aranan, beğenilen öğretmen tipini oluşturmaktadır.
Hoşgörülü olma, öğrencileri anlama, değer verme öğrencilerce tercih edilen öğretmen
davranışlarıdır. Bunun için öğretmen etkili bir iletişim sistemi kurmalı, öğrencilere sevgi
duymalı ve bunu onlara hissettirmelidir
Sınıfta yeter sayıda öğrenci olması, öğretmene ek zaman kullanma, az kaynakla
yetinebilme, öğrencilere daha çok zaman ayırma, gelişmelerin’ yakından izleme, etkili
öğretme, etkin öğrenmeyi kolaylaştırma fırsatı verir. Bu sınıflarda öğrencinin dikkati ve
isteği artar, istenmeyen davranışlar azalır, sınıf etkinliklerine katılım artar. Ayrıca
öğretmenin, moral’, tutumu ve doyumu açısından sınıf kalabalıklığı önemli bulunmuştur.
İyi bir sınıf yönetimi, öğrencileri eğitim-öğretim amaçlarına odaklanmış ve bu amaçtan
uzaklaşmadan en iyi ve etkili bir şekilde bir sınıfın planlanmış eğitim ve öğretim
faaliyetlerinin sürdürülmesi olarak açıklanabilir. Sınıf yönetimine ilişkin özellikler; sınıf
iklimi, etkileşim düzeni, iyi ilişkiler, öğrenci katılımı, örgütleme ve davranış düzeni olarak
sıralanabilir.
Sınıf yönetimi; sınıf yaşamının bir orkestra gibi yönetilerek, içinde
öğrenmenin gerçekleştirildiği bir ortamın oluşturulması için gerekli olanak ve süreçlerin,
öğrenme düzeninin, atmosferinin, kurallarının sağlanması ve sürdürülmesidir.
Çalık’a göre çağdaş eğitim ve öğretim ilkelerine göre görev yapan öğretmen sadece
dersin sunumunu ve sınavlarını yapıp not veren kişi değildir. Aynı zamanda bir
organizatör, bir izleyici, rehber, öğrenmeyi takip eden, öğrencilerin önceden hazırlanmış
eğitim hedeflerine ulaşmalarına yardım edip onların bu hedefleri davranışa dönüştürmüş
bireyler olarak yetişmelerini sağlar.
Etkili bir sınıf yönetiminin gerçekleştirilmesinde
birbiriyle ilişkili birçok unsur vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder